Kars Ardahan Batum hangi antlaşmayla Rusyaya verildi?
Kars Ardahan Batum hangi antlaşmayla Rusyaya verildi?
Kars, Ardahan ve Batum, bölgenin tarihini derinden etkileyen önemli bir stratejik nokta olarak bilinir. Peki, bu topraklar hangisiyle Rusya’ya verildi? Bu sorunun yanıtı, 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması’nda gizli. İlgili antlaşmanın arka planını ve sonuçlarını keşfetmek için yazımızı okumaya devam edin.
Kars Ardahan Batum’un Rusya’ya Verildiği Antlaşmanın Maddeleri
Kars, Ardahan ve Batum, 16 Mart 1921 tarihinde imzalanan Moskova Antlaşması ile Rusya’ya verildi. Bu antlaşma, Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında imzalanarak doğu sınırlarının belirlenmesine yönelik önemli bir adım teşkil etmiştir. Antlaşmanın maddeleri, iki ülke arasında barışı sağlarken, toprak taleplerini de netleştirmiştir.
Moskova Antlaşması’nın en önemli maddelerinden biri, Türkiye’nin doğudaki sınırlarının tanınmasıdır. Bu çerçevede, Türkiye, Kafkasya’daki bazı stratejik bölgeleri kazanmışken, Sovyetler Birliği de Kars ve Ardahan’ı almıştır. Batum ise, Gürcistan sınırları içinde kalmakla birlikte, Türk nüfusunun yoğun olduğu bir bölge olarak önem taşımaktadır.
Antlaşma ile birlikte, karşılıklı olarak belirlenen sınırlar, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için bir temel oluşturmuştur. Ayrıca, yerel halkın hakları ve güvenliği de dikkate alınarak, her iki tarafın askeri hareketleri konusunda anlaşmalar yapılmıştır. Moskova Antlaşması, Türk-Sovyet ilişkileri açısından tarihi bir dönüm noktası olarak kaydedilmiştir.
Kars Ardahan Batum’un Rusya’ya Verilmesinin Tarihsel Arka Planı
Kars, Ardahan ve Batum, Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya İmparatorluğu arasındaki siyasi çekişmelerin önemli merkezlerinden biri olmuştur. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, bu bölgelerin kaderini belirleyen kritik anlardan biriydi. Savaşın ardından 3 Mart 1878’de imzalanan Ayastefanos Antlaşması, Osmanlı’nın doğu sınırlarını yeniden şekillendirmiştir. Bu antlaşmada Rusya, Doğu Anadolu’daki bazı toprakları elde ederken, Kars, Ardahan ve Batum’a da sahip olmuştur.
Ancak Ayastefanos Antlaşması’nın imzalanmasının ardından, büyük güçler arasındaki dengeyi sağlamak amacıyla Berlin Kongresi toplandı. 13 Temmuz 1878’de Berlin Antlaşması imzalandı ve bu antlaşma ile birlikte Batum, Kars ve Ardahan bölgesi Rusya’ya bırakıldı. Bu gelişme, bölgedeki Türk ve Gürcü halkının yaşamını derinden etkilemiş, yeni politikaların uygulanmasına sebep olmuştur. Süreç boyunca bölgede yaşayan halk arasında gerilimler artmış, bu durum ilerleyen dönemde milliyetçilik akımlarının yükselmesine neden olmuştur. Dolayısıyla, bu antlaşmalar tarihsel bağlamda yalnızca toprak kaybı değil, aynı zamanda ulusal kimlik arayışlarının da başlangıcını simgelemektedir.
Antlaşmanın Bölge Üzerindeki Etkileri ve Sonuçları
Kars, Ardahan ve Batum, 1921 yılında imzalanan Moskova Antlaşması ile Rusya’ya devredildi. Bu antlaşma, Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki sınırları belirlemiş ve iki ülke arasındaki ilişkileri düzenleyen önemli bir belge olmuştur. Antlaşmanın bölge üzerindeki etkileri, siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda derin sonuçlar doğurmuştur.
Öncelikle, Kars ve Ardahan’ın Sovyetler Birliği’ne katılması, Türkiye’nin doğu sınırlarını güvence altına alması bakımından stratejik bir adım olmuştur. Ancak bu durum, bölgedeki etnik ve dini gruplar arasında huzursuzluk yaratmış, bazı topluluklar kimliklerini kaybetme korkusuyla hareket etmiştir. Batum ise, Gürcistan’ın bir parçası olarak kalmış ve Türkiye ile arasındaki ilişkiyi güçlendirme çabalarına rağmen, bu bölgedeki Türk nüfusunun azalmasına yol açmıştır.
Ekonomik anlamda, antlaşma sonrası bölgede kurulan yeni düzen, ekonomik ilişkilerde değişiklikler getirmiştir. Sovyetler Birliği’nin etkisi altında tarım ve sanayi alanında bazı gelişmeler sağlansa da, bu dönem boyunca yaşanan politik istikrarsızlık, bölgede huzursuzluk ve yoksullukla sonuçlanmıştır. Moskova Antlaşması, sonuçları bakımından sadece coğrafi değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı da derinden etkilemiştir.